Beslenme ve diyet iç içe geçmiş kavramlardır. Beslenme, gıdanın vücudu nasıl etkilediğinin ve vücudun gıdayı düzgün çalışması için nasıl kullandığını incelerken, diyet ise, sağlığı korumak veya belirli bir sağlık hedefine ulaşmak için ne yiyip içeceğinizi kontrol etme durumudur.
Beden sağlığının korunması için olması gerekenler karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler ve minerallerdir. Sağlıklı bir vücutta bu sayılanların hemen hepsi olması gerektiği kadar vardır.
Alkali diyet nedir?
Alkali diyet, vücut üzerinde daha alkali etkisi olduğuna inanılan gıdaların tüketimini vurgulayan bir diyet türüdür. Vücut üzerinde asidik etki yapan yiyecekler bu diyet kapsamında tüketilmemektedir. Daha çok pH seviyesini koruyan gıdalar bu kapsama girmektedir. Özellikle et, süt ürünleri ve işlenmiş gıdalar diyet içerisinde asidik özellikleri nedeniyle yasakken, meyve ve sebzeler, kabuklu yemişler ve tohumlar ve baklagiller alkali diyetine dahil edilmektedir.
Alkali diyet nasıl yapılır?
Alkali diyet yukarıda bahsedildiği üzere asidik özelliği olan gıdaları terk etmeyi, onun yerine pH seviyesini koruyan gıdalara odaklanmayı içeriyor. Meyve ve sebzeler, kabuklu yemişler ve tohumlar ve baklagiller bu kapsamda diyetin içerisine dahil olmaktadır. Ancak bunun yanı sıra su da bu diyetin önemli bir parçasıdır.
Alkali diyet kimler için uygundur?
Alkali diyet herkes için uygun olmayabilir. Herkesin beslenme ihtiyaçlarının farklı olduğunu ve bir kişi için işe yarayan bir başkası için işe yaramayabilir. Her ne kadar kronik rahatsızlıkların önlenmesinde kullanıldığı iddia edilse de bunun için bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak genel olarak sağlıklı ve yetişkin bireylerin bu diyeti uygulayabileceğini söylemek zor değil. Ek olarak, alkali diyetin belirli tıbbi durumları olan bazı kişiler, hamile veya emziren kadınlar ve çocuklar için uygun olmayabileceğini unutmamak gerekiyor.
Alkali diyeti uygulamadan önce diyetisyen görüşü almanız daha sağlıklı bir hareket olacaktır. Bu sayede hem diyetin uygulanabilirlik seviyesi yükselir hem de daha iyi sonuçlar elde edilir.
Alkali diyette yenilebilecek gıdalar nelerdir?
Alkali diyetinde tüketilebilecek gıdaları yukarıda sıralamıştık. Ancak bunları daha da açmak gerekirse, spanak ve lahana gibi yapraklı yeşillikler; tatlı patates ve havuç gibi kök sebzeler; brokoli ve karnabahar gibi turpgillerden sebzeler, limon, misket limonu ve avokado gibi meyveler, badem ve kabak çekirdeği gibi kabuklu yemişler ve tohumlar ve mercimek ve nohut gibi baklagiller diyet kapsamında tüketilebilir.
Ancak alkali diyetinin diğer diyet grupları gibi kesin bir listesi bulunmamaktadır. Tek şart pH seviyesini koruyacak bir şekilde tüketim yapmaktır.
Alkali diyette yenilemeyecek gıdalar nelerdir?
Alkali bir diyette genellikle sınırlandırılan veya kaçınılan asit oluşturan gıdalardır. Rafine şekerler, beyaz un ve yapay tatlandırıcılar gibi işlenmiş gıdalar; sığır eti, domuz eti ve kuzu eti gibi etler, peynir, süt ve tereyağı gibi süt ürünleri, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllar ve kafein, alkol ve tütün bu grupta sayılabilecek ürünlerdir.
Formu doldurun, sizinle hemen iletişime geçelim !
Beslenme ve Diyet
Diyetisyenler ve beslenme uzmanları doğru, yeterli ve dengeli beslenme aracılığı ile sağlıklı yaşamı destekleyen yol göstericilerdir. Diyet programının kişinin fiziki ve sağlık durumuna özel olması gerekir. Herhangi bir diyeti deneyen kişilerin yüzde 60’ının amacına ulaşamadığI, hatta sağlığını tehlikeye attığı bilinmektedir. Bedensel ve psikolojik sağlığın korunmasını amaçlayan kilo kontrolü programlarında beslenme uzmanları, kişiye özel ölçüm, hesaplama ve değerlendirmelerle doğru bilgiyi sunar ve takibinde yardımcı olur.
Merkezimizde uzman diyetisyen kontrolünde yağ, kas ve su oranınız ölçülür, laboratuvar tahlilleriniz yapılır ve size uygun diyet listesi hazırlanır. Bu şekilde daha hızlı, sağlıklı ve etkili şekilde zayıflar, daha fit ve sağlıklı bir görünüme kavuşursunuz. Kilo verme ile birlikte şeker hastalığı, hipertansiyon, bazı hormon bozuklukları gibi hastalıkların tedavisi kolaylaşır, omurgaya ve diz eklemlerine binen yük hafiflediğinden bu bölgelerden kaynaklanan şikayetler azalır. Ayrıca bunlarla birlikte kanser riski de önemli ölçüde azalmaktadır.