Diyet, kişinin sağlığını korumak ve vücut dengesini sağlamak için yapılan bir takım yeme alışkanlığı olarak tanımlanabilir.
Diyet kavramı çoğu kişiye basit görünse de kültürel ve çevresel etkilerden bireysel tercihlere ve diyet kısıtlamalarına kadar çok çeşitli faktörleri kapsamaktadır. Dolayısıyla çok kapsamlı bir şekilde ele alınması ve uygulanabilir hale getirilmesi oldukça önemlidir.
Diyet, birçok rahatsızlığa önlem olması açısından oldukça önemlidir. Özellikle obezite gibi insan sağlığını ciddi etkileyen rahatsızlıklara ön almak açısında diyet önemli bir silahtır.
Taş Devri (Paleo) Diyeti Nedir?
Paleolitik veya Paleo Diyeti olarak da bilinen Taş Devri Diyeti, o dönemlerde yaşayan kişilerin beslenme alışkanlıklarına benzer şekilde düzenlenmiş bir diyet türüdür.
Taş Devri Diyetinin arkasındaki teori, vücudumuzun işlenmiş gıdaları, tahılları ve süt ürünlerini içeren modern Batı diyetine adapte edilmemiş olmasıdır. Bahsedilen gıdalar sebebiyle birçok kişi kalp hastalığı, kanser gibi önemli rahatsızlıklar yaşamaktadır. Taş devri diyeti de bu sorunu ortadan kaldırmak için düzenlenmiştir.
Taş Devri Diyeti Nasıl Yapılır?
Taş devri diyetinde temel olarak et tüketimi söz konusudur. Ancak elbette tüm gıda gruplarına odaklanmak da oldukça önemlidir. Et, balık, yumurta, sebze, meyve, kuruyemiş ve tohum yemeye odaklanın. Ekmek, makarna, tahıl ve diğer paketlenmiş gıdalar gibi işlenmiş gıdalardan kaçının. Çünkü o dönemlerde olmayan işlenmiş gıdalar bugün hayatımızda yer alsa da vücudumuza büyük hasarlar bırakabiliyor.
Taş devri dönemlerinde yaşayan kişiler hayatta kalmak için et ve balık gibi protein açısından zengin besinlere bel bağladılar. Dolayısıyla et tüketimi sınırsız bir şekilde sürebiliyor.
Taş Devri Diyeti Kimler için Uygundur?
Beden sağlığını ve dengesini sürdürmek isteyen kişiler taş devri diyetini uygulayabilir. Dolayısıyla yaş veya cinsiyet gibi yasaklar ve sınırlamalar söz konusu değildir. Taş Devri diyeti uzman diyetisyenler tarafından kronik hastalık riskini azaltmak isteyenler için önerilmektedir.
Taş Devri diyeti, herkes için uygun olmayabilir. Özellikle gut gibi et yemenin yasak olduğu hastalık ile uğraşanlar bu diyeti uygulamamalıdır.
Taş Devri Diyeti Avantajları Nelerdir?
Taş devri diyetinin birçok avantajı bulunmaktadır. Bunlardan ilki kolesterol seviyesinin dengeli tutulması olarak gösterilebilir. Diyet kapsamında alınan gıdalar kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilecek sağlıklı yağlar açısından zengin olması dolayısıyla beden dengesini korur.
Taş Devri diyetinin bir diğer faydası da doğal olarak düşük şeker ve basit karbonhidrat içermesidir.
Taş Devri Diyetinde Yenebilecek Gıdalar
Taş devri diyetinde yenebilecek gıdalar şunlardır:
- Taze meyve ve sebzeler
- Kabuklu yemişler ve tohumlar
- Et ve et ürünleri
- Deniz ürünleri
- Yumurta
- Kepekli tahıllar
- Baklagiller
Taş Devri Diyetinde Yenilemeyecek Gıdalar
Taş devri diyetinde yenilmemesi gereken gıdaları sıralamak gerekirse:
- Rafine Edilmiş Tahıllar (Beyaz ekmek vb.)
- Rafine Şekerler (beyaz, kahverengi şeker)
- İşlenmiş Gıdalar (Konserve, donmuş ve paketli gıda vb.)
- Süt Ürünleri
- Alkol
Formu doldurun, sizinle hemen iletişime geçelim !
Beslenme ve Diyet
Diyetisyenler ve beslenme uzmanları doğru, yeterli ve dengeli beslenme aracılığı ile sağlıklı yaşamı destekleyen yol göstericilerdir. Diyet programının kişinin fiziki ve sağlık durumuna özel olması gerekir. Herhangi bir diyeti deneyen kişilerin yüzde 60’ının amacına ulaşamadığI, hatta sağlığını tehlikeye attığı bilinmektedir. Bedensel ve psikolojik sağlığın korunmasını amaçlayan kilo kontrolü programlarında beslenme uzmanları, kişiye özel ölçüm, hesaplama ve değerlendirmelerle doğru bilgiyi sunar ve takibinde yardımcı olur.
Merkezimizde uzman diyetisyen kontrolünde yağ, kas ve su oranınız ölçülür, laboratuvar tahlilleriniz yapılır ve size uygun diyet listesi hazırlanır. Bu şekilde daha hızlı, sağlıklı ve etkili şekilde zayıflar, daha fit ve sağlıklı bir görünüme kavuşursunuz. Kilo verme ile birlikte şeker hastalığı, hipertansiyon, bazı hormon bozuklukları gibi hastalıkların tedavisi kolaylaşır, omurgaya ve diz eklemlerine binen yük hafiflediğinden bu bölgelerden kaynaklanan şikayetler azalır. Ayrıca bunlarla birlikte kanser riski de önemli ölçüde azalmaktadır.