Uyku terörü (parasomnia) nedir?
Parasomnia olarak da adlandırılan uyku terörü; kişinin uyku esnasında aniden korku içinde uyanması ile tanımlanmaktadır. Kişiler; uykuya dalmakta zorluk çekmek, etrafı algılamaz halde olmak, sallanma, yoğun korku, çığlık atma gibi belirtileri yaşıyorsa uyku terörü durumu ortaya çıkabilir. Uyku terörü durumu çoğunlukla çocuk çağında yani 5-7 yaş aralığında görülmektedir. Kişinin bu sorunu yaşaması dışarıdan bakıldığında korkunç görünse de aslında ciddi bir duruma işaret etmemektedir. Bu belirtiler atak olarak adlandırılır ve birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar sürebilmektedir ancak herkeste aynı sürede değildir, daha uzun süreler de devam etmektedir. Uyku terörü kişinin uykuya tam daldığı sırada gerçekleşmez, kişi bu sorunu yaşarken ne tam uykuda ne de tam uyanık haldedir. Uyku terörü durumunu tetikleyen ve yol açan bazı etmenler vardır ve bunlar; stres, fiziksel yorgunluk, aşırı uykusuz kalmak, alkol alımı, bazı antidepresan ve uyarıcı ilaçların kullanımıdır. Parasomnia, sadece 5-7 yaş aralığındaki çocuklarda değil bebeklerde ve yetişkinlerde de görülebilmektedir. Bebeklerde uyku terörü sorunu yaşandığında bebek ağlayabilir, çığlık atabilir ve kalp atışı hızlanabilir. Uyku terörü yaşayan bebeklerin anneleri onlar için endişelenir ve susmaları için her yöntemi denemeye çalışırlar fakat etkili olmaz. Anneler için bu süreç oldukça zor ve zahmetli olmaktadır. Uyku terörü yaşayan bebekler için bazı durumlar vardır ve bunlar uygulandığında atakların önlenmesi sağlanabilir. Bebeklerde uyku terörünü önlemek için; yatıştırıcı bir gece rutini oluşturmak, bebeği her gece aynı saatte yatırmak ve bebekle aynı odada uyumak gibi uygulamalar yapılabilir. Yetişkinlerde uyku terörü çocuklarda görüldüğü kadar sık meydana gelmez fakat yaşayanlar da bir hayli mevcuttur. Yetişkinlerde meydana geldiğinde bu olay genellikle ruhsal travma ve psikolojik bozukluklara dayanmaktadır. Bu gibi kişiler saldırgan, kendini yaralama eğilimi gösterirler ve hafıza kaybı yaşarlar.
Bu yazımızda uyku terörü (parasomnia) nedir, parasomnia belirtileri nelerdir, parasomnia nedenleri nelerdir, parasomnia tanı yöntemleri nelerdir ve parasomnia tedavisi nasıl yapılır sorularına cevaplar vereceğiz.
Parasomnia belirtileri nelerdir?
Parasomnia atakları yaşayan kişiler gece yaşadığı olayları uykudan uyandığında hatırlamaz. Uyku terörü bazı belirtilerle kendini göstermektedir ve belirtiler şu şekildedir:
- Çığlık atma, bağırma, anlamsız sesler çıkarma
- Korku dolu gözler
- Uykudayken gözlerin açık olması
- Uyandırılma güçlüğü
- Solunumda hızlanma, hızlı kalp atışı
- Yatakta oturma, çırpınma ve zıplama
- Uyanınca atağı hatırlamama
- Atak sırasında uyandırıldığında kafa karışıklığı ve şaşkınlık
Parasomnia nedenleri nelerdir?
Parasomnia oluşumunun altında bazı etmenler yer almaktadır. Uyku terörü kişinin uyku esnasında korku ile uyanması ve sonrasında hiçbir şey hatırlamamasıdır. Uyku terörü durumunu ortaya çıkaran sebepler şunlardır:
- Stres
- Fiziksel yorgunluk
- Uyku düzeni bozukluğu
- Alkol alımı
- Aşırı uykusuz kalmak
- Bazı antidepresan ve uyarıcı ilaçların kullanımı
Parasomnia tanı yöntemleri nelerdir?
Uyku terörü sorununun tanısının konulabilmesi için epilepsi hastalığı olup olmadığının ayrımı yapılmalıdır. Bu ayrımın yapılması için kişiye uyku testi yapılmalıdır. Uyku testi için kişi bir gece uyku laboratuvarında uyutulur ve tüm değerleri uyku esnasında kaydedilir. Tüm gece kaydedilen değerler ertesi gün alanında uzman doktor tarafından değerlendirilir ve sebep olan etken ortaya konulmaktadır. Sonuçların incelenmesinin ardından sebep olan durumlar epilepsi hastalığını işaret etmiyorsa uyku terörü teşhisi koyulmaktadır.
Parasomnia tedavisi nasıl yapılır?
Parasomnia, çoğunlukla çocukluk çağını geçirdikten sonra kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Ataklar sık sık tekrar etmeye başladıysa bir psikiyatr uzmanına ve nöroloji uzmanına danışmak gerekebilir. Gece uykularının daha verimli olması adına uyku terörü yaşayan kişilere gündüz uykusu önerilmez fakat küçük yaşlardaki çocuklara önerilebilir. Bu sorunu yaşayan her hastanın uyandığı ortam temiz ve hijyenik olmalıdır. Eğer kişide ataklar belirli saatlerde geliyorsa mutlaka o saatten önce hastanın uyanması hasta için oldukça faydalı olacaktır. Uyku terörü hangi yaşta yaşanırsa yaşansın bir uyku saati düzenlenmesi yapılmalıdır ve ona uyulmaya çalışılmalıdır. Bu sayede ataklarda azalma gözlenmesi mümkündür.
UYKU TESTİ
(POLİSOMNOGRAFİ)
Uyku testi (Polisomnografi) nedir?
Polisomnografi olarak da adlandırılan uyku testi, horlama ve uyku apne sendromu gibi uyku bozukluklarının kesin tanısı için kullanılan yöntemdir. Bu test, hastanın gece boyunca uyurken vücudunun muhtelif yerlerine yerleştirilen sensörler ile izlenmesi ile yapılmaktadır. Kullanılan sensörlerin hassasiyeti ve sensör sayısı ne kadar fazla olursa, hastalığın boyutları hakkında o kadar fazla bilgi edinilebilmektedir.
Uyku laboratuvarında yapılan bu test sonucunda, uyku sırasında yaşanan solunum durmalarının sayısı ve süresi, bununla birlikte ortaya çıkan oksijen azalmasının düzeyi, kalp atışında yaşanan düzensizlikler tespit edilerek, uykunun bu problemlerden ne derece etkilendiği ortaya konulur. Bu test sırasında elde edilen kapsamlı bulgular sayesinde, hastalığın şiddetinin belirlenmesi ve tedavi planlanması oldukça kolaylaşmaktadır.
Polisomnografi: Uyku Testi
Hastalara “bir gece hastanede yatmanız, uykunuzu izlememiz gerekiyor” dendiğinde %90’ı “ben uyuyamam” cevabını vermektedir. Ancak binlerce hastaya her gece yapılan uyku testi sırasında hastalar evlerinde uyuduklarına benzer bir uyku uyurlar. Hatta bazıları evlerinden bile daha rahat uyuduklarını söylerler. Test öncesinde yaşanan bu uyuyamama endişesi hastaların hekime başvurmalarını ve tedavilerini geciktirmektedir.
EEG (Elektroensefalografi) & EMG (Elektromiyografi)
EEG (Elektroensefalografi) : EEG (elektroensefalografi) beyindeki sinir hücrelerinin elektriksel faaliyetlerinin hastanın saçlı derisine yapıştırılan alıcılar (elektrotlar) aracılığı ile algılanması ve bilgisayarlar aracılığı ile voltajının yükseltilerek dalgasal titreşimler tarzında kaydedilmesi ve görünür hale getirilmesidir. Sakin uyanıklık durumunda, gevşek bir halde, gözler kapalı ve yarı oturur şekilde çekilen rutin EEG hastaya hiç bir rahatsızlık vermeyen basit bir yöntemdir ve genellikle 10-15 dakika sürer. EEG merkezi sinir sisteminin ilerleyici olan yada olmayan diğer hastalıklarında da oldukça güvenli ve bilgi verici bir araştırma yöntemidir.
EMG (Elektromiyografi) : Her ne kadar bu tetkikin adı EMG, yani elektromiyografi ise de aslında iki bölümden oluşmaktadır: 1. Elektronörografi (ENG), 2. Elektromiyografi (EMG). Bu nedenle her iki aşamayı da kapsayabilmesi amacı ile söz konusu laboratuvar yöntemine (ENMG) (elektronöromiyografi ) demek daha doğru olacaktır. Amaç belli sinirlerin belli noktalardan geçmesi esas alınarak, özel bölgelere düşük voltajlı elektriksel uyaran verilerek, sinir lifinin türüne göre motor yâda duyusal elektriksel yanıtlar elde etmek ve bunları kayıtlamak esasına dayanır. İkinci bölümde amaçlanan ise belli çizgili kaslara özel elektrotlar uygulanarak, hem o kasın hem de o kasa gelen sinirin ve bu sinirle söz konusu kas lifleri arasındaki bileşke bölgelerinin işleyişi ve bu işleyişin normalde sapmaları hakkında bilgi sahibi olmaktır. Yöntem hastaların özelliklerine göre 20 ile 30 dakika arasında bir süre alır.